16 Haziran 2009 Salı

Beat Kuşağı - Beat Generation

1965 - beat kuşağı şair ve yazarları son buluşması 1959_beat_generation
"is thier a fifth demention the beat generation" - Lawrence Ferlinghetti 1965 San Francisco buluşmasını 20. yüzyılın başındaki Parisli Bohem yazar ve şairlerin ruhunu taşıyacak şekilde yukarıdaki fotoğraf ile arşivlemek istemiştir. Beatler, ön sıra soldan sağa: Robert LaVigne, Shig Murao, Larry Fagin, Leland Meyezove (yerde yatan), Lew Welch, Peter Orlovsky. İkinci sıra: David Meltzer, Michael McClure, Allen Ginsberg, Daniel Langton, Steve (Ginsberg'in bir arkadaşı), Richard Brautigan, Gary Goodrow, Nemi Frost. Arka sıra : Stella Levy, Lawrence Ferlinghetti. Bu yatay bir fotoğraf olduğu için Beatlerin yarısı görüntülenememiştir.
.

"Beat Kuşağı" (Beat Generation) kavramı, 1950'lerde ABD'nin San Francisco kentinde oluşup daha sonra başta New York olmak üzere öteki kentlere yayılan bir bohem çevreyi ve edebiyat hareketini anlatır. Hareketin savunucuları için "beat" sözcüğü, hem bitkinlik ve tükenmişliği, hem de bundan kaynaklandığını düşündükleri bir ruhsal güzelliği ve arınmışlığı simgeler. Beat yazarları arasında hareketin simini koyan Jack Kerouac, City Lights adlı yayın ve kitapeviyle hareketin yayılmasında etkili olan şair Lawrence Ferlinghetti ve Allen Ginsberg, Gregory Corso(1930), Gary Synder(1930) gibi şairler vardır. Yazar William Burrougbs(1914) Beat çevresine yakınlığı ile tanınır.

Beat hareketi, II. Dünya Savaşı sonrası Amerikan toplumunun, insanları robotlaştıran, duygusuz ve duyarsız kılan yapısına, çıkar, maddiyat ve savaş üzerine yükselen değerlerine karşı bir başkaldırıdır. Her türlü "saygın" konum ve değerden uzaklaşmayı amaçlayan Beat çevresi, işsiz güçsüz olma, uyuşturucu kullanma ve eşcinsellik gibi Amerikan toplumunca kabul edilmeyen anlayış ve ilişkilere sahip çıkmıştır. Kurallara uygun yaşamanın tekdüzeliğine karşı düş dünyasını, yaratıcı bir yaşamın temeli olarak görüp savunmuş, Zen Budizm ve Doğu felsefesinde görüşlerini temellendirecek bir felsefi temel bulmuştur. Doğaçlamaya dayanması açısından caz müziği Beat Kuşağı için önemli bir etki kaynağı olmuştur.

Beat yazarları akademik olan her türlü değeri karşılarına alarak, edebiyatı "sokağın malı" haline getirmeye çalışmışlardır. Edebiyatı, yazarın duygu ve deneyimlerinin kendiliğinden bir dışavurumu olarak görmüştür. Tutarsız ve dağınık olsa da, düzeltmeden yazılan kuralsız bir edebiyat yaratmayı hedeflemiştir. Jack Kerouac "On The Road" ( Yolda)adlı romanı üç hafta gibi kısa bir zamanda, Allen Ginsberg ise "Ankor Wat" adlı uzun şiirini yanlızca bir gecede yazmıştır. Kişinin izlenimlerini ve düş dünyası edebiyatın tek hareket noktası olurken, günlük konuşma dili benimsenmiş, argo ve açık saçık kelimelerden kaçınılmamıştır.

Toplumsal konuları kayıtsız bir tutumla eleştirmelerine, çoğu kez de bölük pörçük ve tekrarlarla dolu bir edebiyat yaratmalarına karşın, Beat yazarları, Amerikan edebiyatında açık sözlü bir eleştirelliği başlatmışlar ve biçimi olmayan bir anlatımı benimsemişlerdir. 1960'larda etkisini yitiren Beat Kuşağı'nın en yetkin ürünleri Kerouac'ın "On The Road" romanıyla Ginsberg'in "Howl" (Çığlık) adlı uzun şiiridir.


Kaynak : Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi'nden derlenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder