9 Haziran 2009 Salı

El Greko (1541- 1614)


Rönesans resminin en sevdiğim sanatçısı El Greco.

Yunan asıllık Giritli El Greco'nun gerçek ismi Domenico Theotopcopuli. Tiziano'nun öğrencisi olmuş ve 1570'de Roma'da Michelangelo'nun yaşlılık eserlerini görmüş. Bu sıralarda yaptığı ve yukarıda görülen kendi portresi resim camiasında heyecan yaratmış. El Greco bir çok eleştirmen tarafından Titian ve Rembrandt'la eş değer bir portre ustası olarak kabul edilir. Roma'dan İspanya'ya geçişinin nedeni bilinmemekte. Acaba o günlerde İspanya'nın içinde bulunduğu taassup Hıristiyan akım, koyu dogmatizm ve engizisyonun neresi cazip gelmiş olabilir El Greco'ya?

Madrid'de Kral II. Philipp, onun Hırıstiyan evliyasının şahadeti resmini reddettiği için 1577'de ilk siparişini aldığı Toledo'ya yerleşmiş ve bu kentte büyük itibar görmüş.

El Greco'nun eserlerinde aynen Tintorentto'da görüldüğü gibi figürler uzarlar. Fakat Tintorentto'da çizime dayanan belirginlik Greco'da yoktur. Tintorento klasiğin desenci yönünü terketmiştir. Yüzlerde tenin optik izlenimi biçimlendirilmemiştir. Halbuki El Greco'da, form değil madde haline gelmiş yüzler, vücutlar boyanmıştır. Böylece baroğun önemli özelliklerinden biri olan maddesel yapıya, daha bir yaklaşım sağlanmıştır.

Rönesans, etüdü ve mistik bir dünya görüntüsü içinde olmamasına rağmen insan formuna, form güzelliğine önem vermiş, fakat ten anlatımına yani etin maddesel görüntüsüne girmemiştir. Dünyeviliğe en uzak olan ülke İspanya'da insan maddesinin anlatımına El Greco'daki gibi en çok yaklaşan resim sanatı peki nasıl ortaya çıkmıştır ? Bu önemli bir paradokstur.

Picasso'nun "Avignonlu Kadınlar" resminin esin kaynağı olan El Greco'nun "Beşinci Mührün Açılışı" adlı kompozisyonunda (yukarıda soldan birinci) adeta gökyüzüne yükselircesine uçan kadın ve erkek çıplak figürler görürüz. Bu insanların vücutlarıyla elleri ve kolları, sanki gotiğin alevleri etkisindeki dalgalı hatları yansıtıyor. Doğaüstü bu yaratıklar sanki yere basmıyor. Onlar için mekanın önemi yok gibi. Gerçekten Rönesans resimlerinde ne denli mimariye dayanan bir mekan görüyorsak, El Greco'da da o kadar mekan fikrinden uzak bir anlayış resimlere hakimdir. O çok dindar olduğundan daima bir ahiret özlemi yaşamıştır. El Greco hareketi resime sokmuş ve maniyerizmi (bakınız aşağıda Küçük Not ) en yüksek noktasına getirmiştir. İspanyollar ona "ruhları gören kişi" diyorlardı. Benim El Greco'ya hayranlığımın başlangıcı, bütün çocukluğum boyunca koridorumuzda asılı olan reprodüksiyonu "Laokoo"'yu ( üst sağdan birinci) buraya koymadan edemedim. Arka planda Toledo olarak resmedilen yer aslında Truva ve Truva atının betimlemesidir.

El Greco'nun "Toledo Manzarası", onun mistik, karanlık ruhunu manzarada yansıtan en önemli eserdir. Böylece manzara resminin insan ruhunu yansıtan bir eser çeşidi olabileceğini anlıyoruz. Toledo üzerine çökmüş kötü, karanlık bulut onun resminde su buharından öte birşeydir. Bu duygulu anlatım El Greco'nun ruhsal durumunun biçimlere nasıl büründüğünü göstermektedir. Bu yönden bakılırsa El Greco bir ekspresyonisttir ve bu nedenle çağımızda büyük önem kazanmıştır. Sanatçı bu resminde arkada Alkazar'ı, katedrali ve kalesi ile görünen Toledo şehri üzerine melankolik, felaket öncesi beliren sessiz atmosferi kendi ruh durumunu yansıtması için kullanmıştır. Bu sanki bir kabusun optik görüntüsü gibidir. ( aşağıda )

Ben El Greco'nun birçok eseri ile İspanya ve Toledo gezilerim sırasında karşılaşabildim. ( Madrid ve Toledo'ya ana gitme nedenlerim Prado Müzesi ve Toledo'daki geniş Valezquez, El Greco, Goya, Zurbaran ve Ribera koleksiyonlarını görmekti ) Gördüklerim hayallerimin ötesindeydı ve her resmine bakarken çok heyecanlandım, etkilendim. Bütün sanat, resim severlerin göremesi gereken, ikinci bir benzeri olmayan ruh, renk ve komposizyon dünyası.

Küçük Not: Maniyerizm deyimi ilk olarak Alman Sanat tarihçileri tarafından Rönesans ile Barok arasında gelen sanatçıların eserleri için kullanılmıştır. Daha doğrusu Geç Rönesans ile Barok üslup arasında bir geçiş üslubu olarak da kabul edilmektedir. Kelime manası olarak İtalyanca “üslup” anlamına gelmektedir. Osmanlıcada da “tasannuculuk” sözcüğüyle karşılanan terim “yapmacıklı üslup” anlamına gelmektedir. Maniyerizm saray çevrelerinde çok tutulan “incelik ve zerafet” sanatıdır; değişik zevklere, paradokslara düşkündür. Yapmacıklığa, bazen aşırılığa hatta acaipliğe kaçar. Ressamlar biçimleri uzatırlar; dördül şekillere, ışığa, garip konulara eğilim gösterirler. Bir sıkkınlık,tedirginlik havası yaratırlar.

El Greco'nun Madrid Prado Müzesi'nde bulunan geniş koleksiyonunu görebilmek için TIKLAYINIZ

2 yorum:

  1. Yaklaşık 50 yıllık bir takvimde, El Greco resimleri var. Kağıt ve baskı, o yıllarda olabilecek en güzel kalitede... İster misin?

    YanıtlaSil
  2. Elbet isterim, sanat tarihi kütüphanemde önemli bir yeri olur. Nasıl alabilirim acaba?

    YanıtlaSil